"Çürük Temel" Oynanırken Osmanlı
Dönemin padişahı Sultan V. Mehmed (Reşâd) (Saltanatı; 27 Mayıs 1909- 3 Temmuz 1918 ): İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin desteğiyle tahta çıkan ve II. Mahmut’un torunu olan Sultan V. Mehmed; “Hürriyetin ilk padişahı benim ve bunda müftehirim” demiş ve Meşrutiyet Padişahı olarak anılmıştır. İttihat ve Terakki Partisi'nin ileri gelenlerinden Enver, Talat ve Cemal Paşa'nın belirgin biçimde söz sahibi olduğu dönemin en belirgin icraatlerinden biri, İttihat ve Terakki aleyhtarlarının meydanlarda asılı darağaçlarında halka sergilenmesidir. Abdühamid’den farklı biçimde (31 Mart Vak’asında saray basılmış, yağmalanmıştır) Dolmabahçe Sarayı’nda ikamet etmiş, bu vesileyle saray ayrıntılı bir onarımdan geçirilmiştir.
I. DÜNYA SAVAŞI
1913 Yılında gerçekleştirilen bir darbeyle yönetime el koyan İttihat ve Terakki Cemiyeti, hemen akabinde diğer siyasi partilerin faaliyetlerini engelledi ve en önemli siyasal rakibi olarak görünen Hürriyet ve İtilâf Fırkasının ileri gelenlerini İstanbul dışına göndererek ülkede fiilen bir “Tek Parti Yönetimi” oluşturdu.
Yaklaşmakta olan bir Avrupa savaşının farkında olan yönetim, bu hesaplaşmada yalnız kalmamak için müttefik aramaya çaba harcamıştır. Osmanlı devleti geleneksel dostu saydığı İngiltere’den ve Fransa’dan bu girişimlerine olumlu cevap alamadı.
Buna karşılık Almanya, Osmanlı Devleti ile ilişkilerini yoğunlaştırmaya ve geliştirmeye dönük ciddi çaba harcıyordu. Bu durumda Osmanlı yönetimi de Almanya ile anlaştı ve yapılan görüşmeler sonunda 2 Ağustos 1914’de gizli olmak kaydıyla bir Türk- Alman İttifak Antlaşması imzalandı. Osmanlı hükümeti adına imzalanan bu anlaşma, askeri yönetimin liderleri tarafından kabul edilmiş ve başlangıçta hükümetten gizlenmişti Sadrazam Sait Halim Paşa’nın bile olaylardan geç haberdar olduğu bilinmektedir.
Savaş başladığında, Osmanlı hükümeti tarafsızlığını ilân etti ve bu fırsattan faydalanarak kapitülasyonları da kaldırdığını duyurdu. Gerçi bu karar savaşan taraflarca ciddiye alınmadıysa da İttihat ve Terakki hükümeti bunu fiilen uygulamıştır.
Osmanlı hükümeti kısmî seferberlik hazırlıklarını başlattı. Fakat, bu gemilerin mürettebatı değiştirilmeden Yavuz ve Midilli adını alarak Osmanlı donanmasına katılmış olması da Almanlara Türkiye’yi savaşa sokacak gerekçeyi yaratma fırsatı verdi.
Ekim ayının sonlarında, Karadeniz’e devriye ve tatbikat amacıyla İstanbul Boğazı’ndan çıkan bu gemiler, 29-30 Ekim gecesi Odessa ve Sivastopol’ü bombaladılar. Bunun üzerine Rusya ve bağlaşıkları peş peşe Osmanlı Devleti’ne savaş ilân ettiler. Böylece 30 Ekim 1914’de Türkiye I. Dünya savaşına katılmış oldu
Osmanlı orduları I. Dünya Savaşı'nda yedi cephede vuruştu : Kafkas ve Galiçya cephelerinde Ruslarla, Makedonya’da Yunan ve Fransızlarla, Çanakkale’de İngiltere, Fransa ve İtalya ile; Filistin, Suriye ve Irak cephelerinde İngiliz ordularıyla.
İttihat ve Terakki hükümetinin “Teşkilat-ı Mahsusa” aracılığıyla İngiliz ve Fransız sömürgelerinde yürütmeye çalıştıkları “İttihad-ı İslam” propagandası bu ülkeleri ciddi bir telaşa sürüklemiştir. Bu amaçla Türkiye’nin bir an önce savaş dışı bırakılması İtilâf devletlerinin en önemli savaş amaçlarından biri haline gelmiştir. En önemli sömürgelerinde Müslüman nüfûsun fazlalığı özellikle İngiltere’nin Türkiye ile giriştiği savaşta alacağı sonuçların önemini artırıyordu. Türkiye karşısında başarısızlık özellikle Hindistan’da karışıklıklara yol açabilirdi.
Öte yandan, Almanya’nın Rusya üzerindeki baskısı artmış, ihtilâl girişimleri savaşın getirdiği zorluk ve yokluklarla birleşince Çarlık rejimi zor günler yaşamaya başlamıştı. yapılacak bir çıkartmayla Gelibolu yarımadasından doğruca İstanbul’a yürümek ve başkenti ele geçirerek “Doğu Cephesi”ni düşürüp Rusya’ya Boğazlar üzerinden yardım ulaştırmak gibi görünüyordu.
Bu amaçla müttefik donanmalarının giriştiği “Çanakkale Saldırısı” Türk ordusunun direnişi ile başarısızlığa uğradı. Çanakkale Savaşları’nda ortaya çıkan başarısızlık üzerine müttefiklerinden gerekli yardımı alamayan Rusya’da Çarlığın yıkılmasını hızlandırdı.
Yeni Bolşevik rejimi İttifak Devletleriyle “Brest-Litowsk Barışı”nı imzalayarak savaştan çekildi (3 Mart 1918)
Kafkas cephesinde ortaya çıkan bu yeni durumdan faydalanan Türk kuvvetleri askeri harekâtı Azerbaycan’a kadar genişleterek burada Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti’nin kurulmasına katkıda bulundular.
Çanakkale savaşlarının bir başka önemli sonucu da Mustafa Kemal Paşa’nın askeri yetenekleriyle öne çıkması ve tanınmasıdır. Öte yandan, güney cephelerinde 1916’daki “Arap Ayaklanması”na kadar Türk orduları önemli başarılar kazandı. Kutülammare’de(Irak) kuşatılan bir İngiliz ordusu esir edildi.
Fakat 1917’den itibaren bu cephelerde de durum değişmeye başladı. Süveyş Kanalı’na karşı girişilen Türk askeri harekâtının başarısızlıkla sonuçlanması ve 1916 sonlarında Sina’nın İngiliz kuvvetlerinin kontrolüne geçmesi dengelerin değişmeye başladığını gösteriyordu. 1917 yılı sonunda hazırlıklarını tamamlayan İtilaf devletleri, güney cephelerinde İngiliz ordusunun ağırlıklı olduğu kuvvelerle ağır bir saldırıya giriştiler.
Aynı günlerde, Fransızlar da Bulgaristan’ı bozguna uğratarak teslim olmaya zorladılar. Almanya ile müttefikleri arasındaki ulaşımın kesilmesi başarılmıştı ve Osmanlı hükümeti de Mütareke arayışına girişti.
1916’dan Tarihler;
8 Ocak: Müttefik kuvvetleri Osmanlı ordusunun Çanakkale direnişini kıramadılar. Yenilgiye uğrayarak Gelibolu yarımadasından çekilmeye başladılar. Başarısızlığı nedeniyle İngiliz Deniz Kuvvetleri komutanı Amiral Winston Churchill görevinden istifa etti.
18 Ocak: İngilizlerin Gelibolu yarımadasını boşaltmaları üzerine, 5. Ordu Karargahı Çanakkale'den Lüleburgaz'a alındı.
1 Şubat: Anafartalar Grubu Komutanlığı döneminde gösterdiği üstün başarıları nedeniyle Mustafa Kemal'e, 'İkinci Rütbe'den Osmanî Nişanı' verildi.
16 Şubat: Ruslar, Erzurum'u işgal ettiler.
17 Şubat: Doğu cephesinde Ruslar,Muş'u işgal etti.
18 Şubat: Doğu cephesinde Erzurum Ruslar tarafından işgal edildi.
21 Şubat: Mustafa Kemal, Kurmay Başkanı İzzettin Çalışlar Bey'le Trakya'daki yeni sınır gözönüne alınarak harita üzerinde harekat-ı harbiyenin seyir şekli hakkında görüştü.
22 Şubat: Başkomutanlık Vekaleti'nin karargahı Çorlu'da bulunan 2.Ordu'yu Doğu bölgesine nakletme kararı alındı.
3 Mart: Bitlis, Muş, Van ve Hakkari Ruslar tarafından işgal edildi.
8 Mart: Mareşal Liman von Sanders, Atatürk'le beraber 12.Tümeni denetledi.
1 Nisan: Mustafa Kemal, Miralaylığa (Tümgeneral) yükseltildi.
28 Nisan: Irak Cephesindeki savaşlarda, Kutülamare bölgesinde, beş aydır kuşatma altında olan İngiliz birlikleri, teslim oldu.
10 Haziran: Osmanlı yönetimindeki Mekke Arap İsyanı sırasında Arapların eline geçti.
27 Haziran: Hicaz, bağımsızlığını ilan ederek Osmanlı İmparatorluğu'ndan ayrıldı.
7 Ağustos: Bitlis ve Muş, Ruslardan geri alındı.
7 Eylül: İngiliz uçakları Haydarpaşa Garı'nı bombaladı.
17 Kasım: Türk Kolordusu, Makedonya Cephesine geldi.
11 Aralık: Manastır, İtilaf Devletleri'nin eline geçti.
12 Aralık: Ahmet İzzet Paşa'nın izinli olarak bir süre İstanbul'a gitmesi üzerine; Atatürk, 2. Ordu Komutan Vekilliğine atandı. Atatürk'e Muş ve Bitlis cephelerindeki başarıları nedeniyle "İkinci Rütbe'den Mecidi Nişanı" verildi. (Atatürk'e 25 Aralık 1906 tarihinde verilen Beşinci Rütb'den Mecidi Nişanını takiben üstün başarıları nedeniyle Dördüncü ve Üçüncü Rütbe'den Nişan süreleri beklenmeksizin, İkinci Rütbeden Mecidi Nişanı verildi.)
18 Aralık: Başkomutan Vekili Enver Paşa, Ahmet İzzet Paşa'nın izin süresince 2. Ordu Komutanlığı'nın 3. Ordu Komutanı Vehip Paşa'dan direktif alacağı hakkında emir yayınladı
I. DÜNYA SAVAŞI
1913 Yılında gerçekleştirilen bir darbeyle yönetime el koyan İttihat ve Terakki Cemiyeti, hemen akabinde diğer siyasi partilerin faaliyetlerini engelledi ve en önemli siyasal rakibi olarak görünen Hürriyet ve İtilâf Fırkasının ileri gelenlerini İstanbul dışına göndererek ülkede fiilen bir “Tek Parti Yönetimi” oluşturdu.
Yaklaşmakta olan bir Avrupa savaşının farkında olan yönetim, bu hesaplaşmada yalnız kalmamak için müttefik aramaya çaba harcamıştır. Osmanlı devleti geleneksel dostu saydığı İngiltere’den ve Fransa’dan bu girişimlerine olumlu cevap alamadı.
Buna karşılık Almanya, Osmanlı Devleti ile ilişkilerini yoğunlaştırmaya ve geliştirmeye dönük ciddi çaba harcıyordu. Bu durumda Osmanlı yönetimi de Almanya ile anlaştı ve yapılan görüşmeler sonunda 2 Ağustos 1914’de gizli olmak kaydıyla bir Türk- Alman İttifak Antlaşması imzalandı. Osmanlı hükümeti adına imzalanan bu anlaşma, askeri yönetimin liderleri tarafından kabul edilmiş ve başlangıçta hükümetten gizlenmişti Sadrazam Sait Halim Paşa’nın bile olaylardan geç haberdar olduğu bilinmektedir.
Savaş başladığında, Osmanlı hükümeti tarafsızlığını ilân etti ve bu fırsattan faydalanarak kapitülasyonları da kaldırdığını duyurdu. Gerçi bu karar savaşan taraflarca ciddiye alınmadıysa da İttihat ve Terakki hükümeti bunu fiilen uygulamıştır.
Osmanlı hükümeti kısmî seferberlik hazırlıklarını başlattı. Fakat, bu gemilerin mürettebatı değiştirilmeden Yavuz ve Midilli adını alarak Osmanlı donanmasına katılmış olması da Almanlara Türkiye’yi savaşa sokacak gerekçeyi yaratma fırsatı verdi.
Ekim ayının sonlarında, Karadeniz’e devriye ve tatbikat amacıyla İstanbul Boğazı’ndan çıkan bu gemiler, 29-30 Ekim gecesi Odessa ve Sivastopol’ü bombaladılar. Bunun üzerine Rusya ve bağlaşıkları peş peşe Osmanlı Devleti’ne savaş ilân ettiler. Böylece 30 Ekim 1914’de Türkiye I. Dünya savaşına katılmış oldu
Osmanlı orduları I. Dünya Savaşı'nda yedi cephede vuruştu : Kafkas ve Galiçya cephelerinde Ruslarla, Makedonya’da Yunan ve Fransızlarla, Çanakkale’de İngiltere, Fransa ve İtalya ile; Filistin, Suriye ve Irak cephelerinde İngiliz ordularıyla.
İttihat ve Terakki hükümetinin “Teşkilat-ı Mahsusa” aracılığıyla İngiliz ve Fransız sömürgelerinde yürütmeye çalıştıkları “İttihad-ı İslam” propagandası bu ülkeleri ciddi bir telaşa sürüklemiştir. Bu amaçla Türkiye’nin bir an önce savaş dışı bırakılması İtilâf devletlerinin en önemli savaş amaçlarından biri haline gelmiştir. En önemli sömürgelerinde Müslüman nüfûsun fazlalığı özellikle İngiltere’nin Türkiye ile giriştiği savaşta alacağı sonuçların önemini artırıyordu. Türkiye karşısında başarısızlık özellikle Hindistan’da karışıklıklara yol açabilirdi.
Öte yandan, Almanya’nın Rusya üzerindeki baskısı artmış, ihtilâl girişimleri savaşın getirdiği zorluk ve yokluklarla birleşince Çarlık rejimi zor günler yaşamaya başlamıştı. yapılacak bir çıkartmayla Gelibolu yarımadasından doğruca İstanbul’a yürümek ve başkenti ele geçirerek “Doğu Cephesi”ni düşürüp Rusya’ya Boğazlar üzerinden yardım ulaştırmak gibi görünüyordu.
Bu amaçla müttefik donanmalarının giriştiği “Çanakkale Saldırısı” Türk ordusunun direnişi ile başarısızlığa uğradı. Çanakkale Savaşları’nda ortaya çıkan başarısızlık üzerine müttefiklerinden gerekli yardımı alamayan Rusya’da Çarlığın yıkılmasını hızlandırdı.
Yeni Bolşevik rejimi İttifak Devletleriyle “Brest-Litowsk Barışı”nı imzalayarak savaştan çekildi (3 Mart 1918)
Kafkas cephesinde ortaya çıkan bu yeni durumdan faydalanan Türk kuvvetleri askeri harekâtı Azerbaycan’a kadar genişleterek burada Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti’nin kurulmasına katkıda bulundular.
Çanakkale savaşlarının bir başka önemli sonucu da Mustafa Kemal Paşa’nın askeri yetenekleriyle öne çıkması ve tanınmasıdır. Öte yandan, güney cephelerinde 1916’daki “Arap Ayaklanması”na kadar Türk orduları önemli başarılar kazandı. Kutülammare’de(Irak) kuşatılan bir İngiliz ordusu esir edildi.
Fakat 1917’den itibaren bu cephelerde de durum değişmeye başladı. Süveyş Kanalı’na karşı girişilen Türk askeri harekâtının başarısızlıkla sonuçlanması ve 1916 sonlarında Sina’nın İngiliz kuvvetlerinin kontrolüne geçmesi dengelerin değişmeye başladığını gösteriyordu. 1917 yılı sonunda hazırlıklarını tamamlayan İtilaf devletleri, güney cephelerinde İngiliz ordusunun ağırlıklı olduğu kuvvelerle ağır bir saldırıya giriştiler.
Aynı günlerde, Fransızlar da Bulgaristan’ı bozguna uğratarak teslim olmaya zorladılar. Almanya ile müttefikleri arasındaki ulaşımın kesilmesi başarılmıştı ve Osmanlı hükümeti de Mütareke arayışına girişti.
1916’dan Tarihler;
8 Ocak: Müttefik kuvvetleri Osmanlı ordusunun Çanakkale direnişini kıramadılar. Yenilgiye uğrayarak Gelibolu yarımadasından çekilmeye başladılar. Başarısızlığı nedeniyle İngiliz Deniz Kuvvetleri komutanı Amiral Winston Churchill görevinden istifa etti.
18 Ocak: İngilizlerin Gelibolu yarımadasını boşaltmaları üzerine, 5. Ordu Karargahı Çanakkale'den Lüleburgaz'a alındı.
1 Şubat: Anafartalar Grubu Komutanlığı döneminde gösterdiği üstün başarıları nedeniyle Mustafa Kemal'e, 'İkinci Rütbe'den Osmanî Nişanı' verildi.
16 Şubat: Ruslar, Erzurum'u işgal ettiler.
17 Şubat: Doğu cephesinde Ruslar,Muş'u işgal etti.
18 Şubat: Doğu cephesinde Erzurum Ruslar tarafından işgal edildi.
21 Şubat: Mustafa Kemal, Kurmay Başkanı İzzettin Çalışlar Bey'le Trakya'daki yeni sınır gözönüne alınarak harita üzerinde harekat-ı harbiyenin seyir şekli hakkında görüştü.
22 Şubat: Başkomutanlık Vekaleti'nin karargahı Çorlu'da bulunan 2.Ordu'yu Doğu bölgesine nakletme kararı alındı.
3 Mart: Bitlis, Muş, Van ve Hakkari Ruslar tarafından işgal edildi.
8 Mart: Mareşal Liman von Sanders, Atatürk'le beraber 12.Tümeni denetledi.
1 Nisan: Mustafa Kemal, Miralaylığa (Tümgeneral) yükseltildi.
28 Nisan: Irak Cephesindeki savaşlarda, Kutülamare bölgesinde, beş aydır kuşatma altında olan İngiliz birlikleri, teslim oldu.
10 Haziran: Osmanlı yönetimindeki Mekke Arap İsyanı sırasında Arapların eline geçti.
27 Haziran: Hicaz, bağımsızlığını ilan ederek Osmanlı İmparatorluğu'ndan ayrıldı.
7 Ağustos: Bitlis ve Muş, Ruslardan geri alındı.
7 Eylül: İngiliz uçakları Haydarpaşa Garı'nı bombaladı.
17 Kasım: Türk Kolordusu, Makedonya Cephesine geldi.
11 Aralık: Manastır, İtilaf Devletleri'nin eline geçti.
12 Aralık: Ahmet İzzet Paşa'nın izinli olarak bir süre İstanbul'a gitmesi üzerine; Atatürk, 2. Ordu Komutan Vekilliğine atandı. Atatürk'e Muş ve Bitlis cephelerindeki başarıları nedeniyle "İkinci Rütbe'den Mecidi Nişanı" verildi. (Atatürk'e 25 Aralık 1906 tarihinde verilen Beşinci Rütb'den Mecidi Nişanını takiben üstün başarıları nedeniyle Dördüncü ve Üçüncü Rütbe'den Nişan süreleri beklenmeksizin, İkinci Rütbeden Mecidi Nişanı verildi.)
18 Aralık: Başkomutan Vekili Enver Paşa, Ahmet İzzet Paşa'nın izin süresince 2. Ordu Komutanlığı'nın 3. Ordu Komutanı Vehip Paşa'dan direktif alacağı hakkında emir yayınladı